Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (a) yaya olarak, yürüyerek.
    to go on foot: yaya yürümek.
    It takes longer to travel on foot
    than by car. (b) hazırlanmakta, hazır.
    A plan's on foot to invite the Minister of Health to visit our hospital.
    set on foot: kurmak, başlatmak.
    Who set that business on foot?
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be on foot
yaya olmak Fiil
go on foot
yaya gitmek Fiil
road user on foot
yolu kullanan yaya
set a business on foot
bir işi kalkındırmak Fiil
set an undertaking on foot
bir işi çalıştırmayabaşlamak Fiil
set negotiations on foot
müzakereleri açmak Fiil
set negotiations on foot
müzakereleri başlatmak Fiil
set on foot
başlatmak.
set one's cap for
k.d. (evlenmek maksadıyla) peşini bırakmamak.
be caught on the wrong foot
hazırlıksız yakalanmak.
The party started on the wrong foot: Toplantı aksiliklerle başladı.
catch someone on the wrong foot
(birisini) gafil avlamak, zayıf tarafından yakalamak.
get off on the right (or wrong) foot
uygun (veya uygunsuz) şekilde başlamak.
light on one's foot
ayakları üstüne düşmek Fiil
put the shoe on the right foot
kabahat kiminse onu suçlandırmak.
set foot on/in
ayak basmak, girmek, adımını atmak. (Olumsuz tümcelerde kullanılır).
Never set foot on our property
again! Mülkümüze bir daha ayak basma!
No man has ever set foot on that rocky island.
start off on the wrong foot
işe yanlış yerinden başlamak Fiil
The boot is on the other foot/leg
Durum değişti; eski çamlar bardak oldu.
the shoe is on the other foot
durum bunun tersine, iş anladığın gibi değil.
tramp on/upon/under foot
(a) üstüne basıp geçmek, çiğnemek, (b) insafsızca/kötü muamele etmek.
wait on (someone) hand and foot
(bir kimsenin) bir dediğini iki etmemek, etrafında dört dönmek, en ufak arzusunu yerine getirmek.
wait on someone hand and foot
birinin etrafında dört dönmek, canla başla hizmet etmek.
Linda is spoiled because her mother waits on her hand and foot.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.